(bir şeye) kulak (kulaklarını) tıkamak
|
(bir şeyi) içi kabul etmemek
|
(bir şeyi) katık etmek
|
(bir şeyi) rafa koymak (kaldırmak)
|
(bir şeyi) sokaktan toplamak
|
(bir şeyin) dozu kaçmak
|
(bir şeyin) esprisi kalmamak
|
(bir şeyin) girdabına kapılmak
|
(bir şeyin) gözünü çıkarmak
|
(bir şeyin) kanını emmek
|