bir koltuğa iki karpuz sığmaz
|
bir korkak bir orduyu bozar
|
bir lokma bir hırka
|
(bir söz, birilerinin) ağzında çalkalanmak
|
(bir şey, birinin) ağzının kaşığı (kalıbı, lokması) olmamak
|
(bir şey) kursağında kalmak
|
(bir şey) muallakta olmak (kalmak)
|
(bir şeyde) hayır kalmamak
|
(bir şeyde) karar bulmak
|
(bir şeye) kanaat getirmek
|