dört yanı deniz kesilmek
|
düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya
|
el yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır
|
eldeki yara, yarasıza duvar deliği
|
eski defterleri yoklamak (karıştırmak)
|
eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa
|
ettiği hayır, ürküttüğü kurbağaya değmemek
|
fena değil (sayılmaz)
|
gık dedirtmemek
|
gık demek
|