| (bir şeyin, bir kimsenin) etrafını almak (sarmak) 
 | 
| (bir şeyin) kaymağını almak (yemek) 
 | 
| (bir şeyin) önünü almak 
 | 
| (bir şeyin) örneğini almak 
 | 
| eşeğe altın semer vursalar yine eşektir 
 | 
| (bir şeyin) aması var 
 | 
| buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa ermeyince (düşmeyince) 
 | 
| (bir şeyin) ilminden anlamak 
 | 
| (bir şeyin) arkası gelmek 
 | 
| (bir şeyin) arkası kesilmek 
 |