gözünü (gözlerini) (bir şeye) dikmek
|
körün istediği iki göz, biri ela biri boz
|
körün yanına varırsan, sen de bir gözünü kapa
|
kul kullanan, bir gözünü kör, bir kulağını sağır etmeli
|
vardığın yer körse, sen de bir gözünü kapa
|
gözünden (gözlerinden) yaş (yaşlar) boşanmak
|
gözyaşına boğulmak
|
göz önünde tutmak (bulundurmak)
|
gözleri buğulanmak (bulutlanmak)
|
gözü bulanmak
|