bin tasa bir borç ödemez
|
bir felaket bin nasihatten yeğdir
|
bir (sağ) elinin verdiğini öbür (sol) elin duymasın (görmesin)
|
(bir şey, birinin) ağzının kaşığı (kalıbı, lokması) olmamak
|
(bir şey) mecrasında gitmek
|
(bir şeyden) mana (manası) çıkmak
|
(bir şeyi) masaya yatırmak
|
(bir şeyin) davasını gütmek
|
(bir şeyin) hastası olmak
|
(bir şeyin) makarasını çözmek
|