o kapı (mahalle) senin bu kapı (mahalle) benim
|
bıldır yediği hurmalar, bu yıl götünü tırmalar
|
(bir şeyi) kendi halinde bırakmak
|
(birini veya bir şeyi) kendi haline bırakmak
|
dalgalanmaya bırakmak
|
dımdızlak ortalıkta bırakmak
|
(elinden gelse, bıraksalar) bir kaşık suda boğmak
|
ne sakala minnet ne bıyığa
|
sakal bırakmak (koyuvermek veya salıvermek veya uzatmak)
|
sallantıda bırakmak
|