kabahati (birine, bir şeye) yüklemek
|
kendine (herhangi bir şeye) ... süsü vermek
|
kendini bir şey sanmak
|
kesesine bir şey girmemek
|
kulağı (bir şeyde) olmak
|
meramın elinden bir şey kurtulmaz
|
meydan (birine veya bir şeye) kalmamak
|
şeytanın yattığı yeri bilmek
|
terazi var, tartı var, her şeyin bir vakti var
|
ucunda (bir şey) bulunmak
|