(birinin) yuvasını yapmak
|
yuvasını bozmak
|
tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş
|
yuvasını dağıtmak
|
yuvayı dişi kuş yapar
|
kutsuz kuşun yuvası doğan yanında olur
|
makaraları koyuvermek (zapt edememek, salıvermek)
|
gözleri yuvalarından (evinden) fırlamak (uğramak)
|
karınca yuvası gibi
|
tepetakla gitmek (yuvarlanmak)
|