herkes aklını pazara çıkarmış, yine kendi aklını almış
|
su akarken testiyi doldurmalı (doldur)
|
su aktığı yere (yine) akar
|
yakın (hayırlı) dost (komşu) uzak (hayırsız) hısımdan (akrabadan) yeğdir (iyidir)
|
al malın iyisini, çekme kaygısını
|
ala keçiyi gören içi dolu yağ sanır
|
alçak yer yiğidi hor gösterir
|
altı aylık seyislikle kırk yıllık fışkı karıştırılmaz
|
ayağının (ayaklarının) altını öpeyim
|
beslemeyi eslemeden alma
|