meydan (birine veya bir şeye) kalmamak
|
ödev bilmek (saymak)
|
ölü evinde ağlamasını, düğünevinde gülmesini bilmeli
|
ölüm bir kara devedir ki herkesin kapısına çöker
|
sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt
|
sen bilirsin deyince (değirmende) kavga olmaz
|
sitteisevir her saati bir devir
|
tencere tava, herkeste bir hava
|
terazi var, tartı var, her şeyin bir vakti var
|
var ne bilsin yok halinden
|