(bir şeye şu veya bu) nazarıyla bakmak
|
(birinin) başında değirmen çevirmek
|
dağ başına harman yapma, savurursun yel için; sel önüne değirmen yapma, öğütürsün sel için
|
dağda bağın var, yüreğinde dağın var
|
dağdan gelip bağdakini kovmak
|
darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz
|
davaya bakmak
|
davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde
|
davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı
|
dervişe Bağdatta pilav var demişler, yalan değilse ırak değil demiş
|