(birini) mecbur tutmak
|
(birini veya bir şeyi) gözü tutmak
|
(birini veya bir şeyi) kurşun tutmak
|
(birini veya bir şeyi) kurşun yağmuruna tutmak
|
(birinin) gözünü korkutmak
|
(birinin) kanını kurutmak
|
(birinin) sözünü tutmak
|
(birinin veya bir şeyin) yüzünü unutmak
|
büyük görmek (bilmek, tutmak)
|
boya tutmak
|