keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur
|
üç göç, bir yangın yerini tutar
|
utanma pazar, dostluğu bozar
|
utanma pazar, mideyi bozar
|
ağustosta yatanı, zemheride büvelek tutar
|
tencere tencereye yüzün kara demiş, çömlek utancından yere geçmiş
|
dilini tutamamak
|
utancından yerin dibine girmek
|
utanç duymak
|
el eliyle yılan tutan, yarısını yalan tutar
|