nasır bağlamak (tutmak)
|
nohut oda, bakla sofa
|
oğlanınki oğul balı, kızınki bahçe gülü
|
oluruna bakmak
|
ortaklık öküzden, başlı başına buzağı yeğdir
|
otu çek, köküne bak
|
öfkesi başına sıçramak (çıkmak, vurmak)
|
önce baldın, pekmez oldun; şimdi para etmez oldun
|
pamuk ipliğiyle bağlı olmak
|
pişmiş tavuğun başına gelmemek
|