(birini) mecbur tutmak
|
(birini veya bir şeyi) gözü tutmak
|
(birini veya bir şeyi) kurşun tutmak
|
(birini veya bir şeyi) kurşun yağmuruna tutmak
|
(birinin) sözünü tutmak
|
büyük görmek (bilmek, tutmak)
|
boya tutmak
|
buz tutmak
|
göz önünde tutmak (bulundurmak)
|
caddeyi tutmak
|