(birini) hoş tutmak
|
(birini) mecbur tutmak
|
(birini veya bir şeyi) gözü tutmak
|
(birini veya bir şeyi) kurşun tutmak
|
(birini veya bir şeyi) kurşun yağmuruna tutmak
|
(birinin) sözünü tutmak
|
büyük görmek (bilmek, tutmak)
|
cin tutana bir muska yeter
|
deveyi yardan uçuran bir tutam ottur
|
keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur
|