destan düzmek
|
destan yazmak
|
devlet oğul, mal tahıl, mülk değirmen
|
dillere destan olmak
|
el yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır
|
eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa
|
karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış
|
kimin tavuğuna kış demişiz
|
kitap (kitaplar) devirmek (devretmek)
|
ne hesaba gelmek ne de kantara
|