(birine) oyun etmek
|
(birine) perestiş etmek
|
(birine) sırtını dayamak (vermek)
|
(birine) söz getirmek
|
(birine) uşaklık etmek
|
(birine) verip veriştirmek
|
(birine veya bir şeye) taş çıkarmak (çıkartmak)
|
(birine veya biriyle) ters düşmek
|
(birine) yağcılık etmek
|
(birine) yetki vermek
|