tıka basa yemek
|
(bir şeye) kulak (kulaklarını) tıkamak
|
(birinin) ağzını tıkamak
|
(birinin) çanına ot tıkmak (tıkamak)
|
boğazına bir yumruk tıkanmak (gelip oturmak)
|
yüreği boğazına tıkanmak
|
göğsü daralmak (tıkanmak)
|
rüzgar gelecek delikleri tıkamak
|
gedikleri tıkamak
|
lafı ağzına tıkamak
|