(bir yeri) örümcek sarmak
|
(birine) cesaret gelmek
|
(birine) cesaret vermek
|
(birine) kavuk sallamak
|
(birine) korku salmak
|
(birini) bir pula satmak
|
(birini, bir şeyi) musallat etmek
|
(birini, bir şeyi) salık vermek
|
(birinin) ağzına sakız olmak
|
(birinin) ağzını kullanmak (satmak)
|