fırsat düşmek (çıkmak)
|
kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur
|
güvenme varlığa, düşersin darlığa
|
varsa (var mı) pulun herkes kulun; yoksa (yok mu) pulun dardır yolun
|
ders görmek
|
ders olmak
|
ders vermek
|
ders yapmak
|
deveye inişi mi seversin, yokuşu mu demişler; düz yere mi (düze kıran mı) girdi demiş
|
geleceği varsa göreceği de var
|