meydan (birine veya bir şeye) kalmamak
|
ortalığı birbirine katmak
|
oynamasını bilmeyen kız yerim dar demiş; yerini genişletmişler (bollatmışlar), gerim (yenim) dar demiş
|
saç sakal birbirine karışmak
|
üç göç, bir yangın yerini tutar
|
üzerine bir iki güneş doğmak
|
(vücudun bir yerine) kan oturmak
|
yanık yerin otu tez biter
|
yeri göğü birbirine katmak
|
yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir
|