zamkıarabi
|
akraba çıkmak
|
akraba ile ye, iç alışveriş etme
|
dost (akraba) ile ye, iç, alışveriş etme
|
yakın (hayırlı) dost (komşu) uzak (hayırsız) hısımdan (akrabadan) yeğdir (iyidir)
|
nisan yağmuru; altın araba, gümüş tekerlek
|
cami yıkılmış ama mihrabı yerinde
|
anca beraber, kanca beraber
|
araba devrilince (kırıldıktan sonra, kırılınca) yol gösteren çok olur
|
araba ile tavşan avlanmaz
|