orası senin, burası benim dolaşmak (gezmek)
|
seninki can da benimki patlıcan mı
|
izlenim (izlemini) bırakmak (vermek)
|
fırsatı ganimet bilmek
|
oynamasını bilmeyen kız yerim dar demiş; yerini genişletmişler (bollatmışlar), gerim (yenim) dar demiş
|
fasulye gibi kendini nimetten saymak
|
kendini fasulye gibi nimetten saymak
|
inim inim inlemek
|
inim inim inletmek
|