ağzına vur, lokmasını al
|
ağzının payını (ölçüsünü) almak
|
al malın iyisini, çekme kaygısını
|
ala keçiyi gören içi dolu yağ sanır
|
alaka (alakasını) çekmek (toplamak, uyandırmak)
|
alakayı (alakasını) kesmek
|
alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır
|
aleme verir talkını (telkini), kendi yutar salkımı
|
alıp başını gitmek
|
alışmış kursak bulamacını ister
|