meydan (birine veya bir şeye) kalmamak
|
oldu bilmek (saymak)
|
oralı (bile) olmamak
|
ortalığı birbirine katmak
|
oynamasını bilmeyen kız yerim dar demiş; yerini genişletmişler (bollatmışlar), gerim (yenim) dar demiş
|
ödev bilmek (saymak)
|
ölü evinde ağlamasını, düğünevinde gülmesini bilmeli
|
özü sözü bir (olmak)
|
para ile imanın kimde olduğu bilinmez
|
paran gitti mi diye sormazlar, işin bitti mi diye sorarlar
|