elimi sallasam ellisi, başımı sallasam tellisi
|
elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)
|
fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna (kıçına) kabak bağlamış
|
gülme komşuna, gelir başına
|
haline bakmamak
|
ısıramadığın (bükemediğin) eli öp başına ko
|
insanın eti yenmez, derisi giyilmez; tatlı dilinden başka nesi var
|
kaynana pamuk ipliği olup raftan düşse gelinin başını yarar
|
kelin medarı olsa kendi başına olur
|
mermer iyi taştan, iyilik iki baştan
|