| gözleri yuvalarından (evinden) fırlamak (uğramak) 
 | 
| hayırlı evlat neylesin malı, hayırsız evlat neylesin malı 
 | 
| horoz evlenir, tavuk tellenir 
 | 
| karısının üstüne evlenmek 
 | 
| misafirin umduğu ev sahibine iki öğün olur 
 | 
| şaşkın misafir, ev sahibini ağırlar 
 | 
| taş taş üstünde olur, ev ev üstünde olmaz 
 | 
| üvey evlat gibi tutmak (saymak) 
 | 
| üvey evlat muamelesi yapmak 
 | 
| yalancının evi yanmış, kimse inanmamış 
 |