kulak arkası (ardı) etmek
|
kulak asmak
|
baş ağır gerek, kulak sağır
|
(bir şeye) kulak (kulaklarını) tıkamak
|
(bir şeye) kulak vermek
|
iki kulak bir dil için
|
kardeşten karın yakın (kulaktan burun yakın)
|
kulaktan burun yakın, kardeşten karın yakın
|
kulağı (kulakları) çınlasın
|
kös dinleyen, davula kulak vermez
|