(birinin) bıraktığı (bağladığı) yerde (çayırda) otlamak
|
korktuğu başına gelmek
|
köre renkten bahsolunmaz
|
mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır
|
öcün iyisi, bağışlamaktır
|
öküzün trene baktığı gibi bakmak
|
sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir evlat gerek kazana
|
top otu beylikten olunca, güllesi Bağdata gider
|
uzaktan bakmak (seyirci kalmak)
|
bin tarakta bezi olmak
|