çomak sokmak (koymak)
|
ekmeğine göz koymak (dikmek)
|
koyun kaval dinler gibi dinlemek
|
kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler
|
yem dökmek (koymak)
|
düzen vermek (düzene koymak, düzene sokmak)
|
erkek koyun kasap dükkanına yakışır
|
kapana düşmek (girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak)
|
koyu koyu düşünmek
|
şerh düşmek (koymak)
|