eğri oturup doğru konuşalım
|
fiske kondurmamak (dokundurmamak)
|
koltuğu doldurmak
|
kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler
|
kor dökmek
|
yem dökmek (koymak)
|
koz gölgesi kız gölgesi, söğüt gölgesi yiğit gölgesi, dut gölgesi it gölgesi
|
düzen vermek (düzene koymak, düzene sokmak)
|
erkek koyun kasap dükkanına yakışır
|
kapana düşmek (girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak)
|