lakırtı çıkarmak
|
ağzından (söz, lakırtı) dirhemle çıkmak
|
çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane gelecek yıl çıkmış
|
kırkı çıkmak
|
sarımsağı gelin etmişler de kırk gün kokusu çıkmamış
|
çivi kırmak
|
tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
|
kırmızı dipli mumla davet etmek
|
testi kırılsa da kulpu elde kalır
|
deveye inişi mi seversin, yokuşu mu demişler; düz yere mi (düze kıran mı) girdi demiş
|