akıntıya (akıntıya karşı) kürek çekmek
|
akıntıya kapılmak
|
bir buldu iki ister, akça buldu çıkın ister
|
suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork (sakın)
|
yakın (hayırlı) dost (komşu) uzak (hayırsız) hısımdan (akrabadan) yeğdir (iyidir)
|
aleme verir talkını (telkini), kendi yutar salkımı
|
(birine) tavır almak (takınmak veya koymak)
|
tavır almak (takınmak)
|
yakın takibe almak
|
ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil
|