aleme verir talkını (telkini), kendi yutar salkımı
|
baskıdaki altından askıdaki salkım yeğdir
|
baba oğluna bir bağ bağışlamış; oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş
|
bir sıkımlık canı olmak
|
bülbül gibi şakımak
|
rüzgar esemeyince yaprak oynamaz (dal kımıldamaz)
|
zıkkımın kökünü (pekini, dibini) ye!
|
kımkım etmek
|
halka verir talkını (telkini), kendi yutar salkımı
|
yıkım olmak
|