(bir şeye) kanaat getirmek
|
(bir şeyi) zimmetine geçirmek
|
bir yaşına daha girmek
|
(bir yeri) curcunaya çevirmek (döndürmek veya vermek)
|
birbirinin ağzına girmek
|
(birine) haddini bildirmek
|
(birine) külah giydirmek
|
(birine) külahını ters giydirmek
|
(birine) söz getirmek
|
(birine) verip veriştirmek
|