zıkkımın kökünü (pekini, dibini) ye!
|
ekmeğini kana doğramak
|
geçimini doğrultmak
|
içini dondurmak
|
kesesini doldurmak
|
tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır
|
vurduğunu öldür, yedirdiğini doyur
|
yerini doldurmak
|
içini dökmek
|
kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler
|