(birine bir şey) vız gelmek
|
(birine, bir şeye) çekidüzen vermek
|
(birine, bir şeye) kanat germek
|
(birine, bir şeye) kıymet vermek
|
(birine) bok yemek düşmek
|
(birine) borçlu bulunmak (olmak)
|
(birine) cesaret gelmek
|
(birine) cesaret vermek
|
(birine) ceza kesmek
|
(birine) dil çıkarmak
|