bilmece gibi konuşmak
|
bir içim su (gibi)
|
(bir iş) gavur orucu gibi uzamak
|
(bir şey) su gibi gitmek
|
(bir şeyi) gözü gibi sakınmak (saklamak veya esirgemek)
|
(bir şeyi) gözü gibi sevmek
|
(bir şeyin) dibi görünmek
|
(bir şeyin) dibini bulmak
|
(bir yer) karınca yuvası gibi kaynamak
|
(birinden) buz gibi soğumak
|