iki rahmetten (iyilikten) biri
|
kabahati (birine, bir şeye) yüklemek
|
kafasının bir tahtası eksik (noksan) (olmak)
|
kendine (herhangi bir şeye) ... süsü vermek
|
kırk bir (buçuk) kere maşallah!
|
kırk gün günahkar, bir gün tövbekar
|
kırk hırsız bir çıplağı soyamamış
|
malını yemesini bilmeyen zengin, her gün züğürttür
|
nekesle cömerdin harcı birdir
|
ölüm bir kara devedir ki herkesin kapısına çöker
|