avurtları çökmek (birbirine geçmek)
|
balık demiş ki etimi yiyen doymasın, avımı yapan gülmesin (onmasın)
|
bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge (üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge)
|
(birini) gafil avlamak
|
eceli gelen (yaklaşan) köpek cami (mescit) duvarına (avlusuna) siyer (işer)
|
erkek sel, kadın (avrat) göl
|
gafil avlanmak
|
gönül avlamak
|
gönül avutmak
|
kırk gün taban eti, bir gün av eti
|