şeytanın dostluğu darağacına kadardır
|
tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış
|
tefekküre dalmak
|
tek dalmak
|
testi kırılsa da kulpu elde kalır
|
tuttuğu dal elinde kalmak
|
ulu ağacın gürültüsü dal ile, mutlu evin yakışığı döl ile
|
ulufe vermek (dağıtmak)
|
varsa (var mı) pulun herkes kulun; yoksa (yok mu) pulun dardır yolun
|
yağmasa da gürlemek
|