yakın (hayırlı) dost (komşu) uzak (hayırsız) hısımdan (akrabadan) yeğdir (iyidir)
|
yaş akıtmak (dökmek)
|
yaşını içine akıtmak
|
yüz aklığı göstermek
|
yüzünden akmak
|
aferin almak
|
ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz
|
ağırlığınca altın etmek (değmek)
|
ağzına bir zeytin verir, altına (ardına) tulum tutar
|
al benden de o kadar
|