Kalp kasını doğrudan doğruya kaplayan perikardın üst tabakası
|
Makine dilinde program üreterek bilgisayar tarafından doğrudan işletilebilm
|
Objelerin ışığa duyarlı fotoğraf malzemesinin üzerine doğrudan konması
|
Odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan eş
|
Oyuncunun doğrudan seyirciye dönerek konuşması
|
Plevra boşluğunun doğrudan görülerek incelenmesini sağlayan tanı yöntemi
|
Rusya çarı Korkunç İvan'ın Moskova'dan ayrı olarak doğrudan kendi denetimin
|
Sahnedeki Oyuncunun diğer oyuncuların duymadığı varsayımı ile doğrudan sahneden seyirciye konuşması
|
Tanrı'yı Hiçbir Aracı Kişi Ya Da Kurum Olmadan Doğrudan İçsel Deneyimle Kavramak Amacında Olan Bir Hıristiyan Grubu
|
Teniste rakibin karşılayamadığı, doğrudan doğruya sayı getiren servis
|