fırsat bilmek
|
fırsatı ganimet bilmek
|
fiyat biçmek
|
hatır gönül bilmek (saymak veya tanımak)
|
hatırına bir şey gelmesin
|
hayatını (birine) borçlu olmak
|
itle yatan bitle kalkar
|
kabahati (birine, bir şeye) yüklemek
|
ortalığı birbirine katmak
|
oynamasını bilmeyen kız yerim dar demiş; yerini genişletmişler (bollatmışlar), gerim (yenim) dar demiş
|