bir elmanın yarısı o, yarısı bu
|
bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı (hakkı) vardır
|
bir fit bin büyü yerini tutar (yerine geçer)
|
(bir işe) dört elle sarılmak (yapışmak)
|
(bir işte) parmağı olmak
|
(bir işte) saç sakal ağartmak
|
(bir işten) hariç olmak
|
bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece
|
bir koltuğa iki karpuz sığmaz
|
bir korkak bir orduyu bozar
|