rüşvet kapıdan girince insaf (iman) bacadan (pencereden) çıkar
|
sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir evlat gerek kazana
|
sağa sola bakmadan
|
sakınılan göze çöp batar
|
sana yalan, bana gerçek
|
sanatına hor bakan (sanatını hor gören) boğazına torba takar
|
sandık başına gitmek
|
sarımsak içli dışlı, soğan yalnız başlı
|
sebilhane bardağı gibi
|
sıçan deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış
|