ettiğini yanına bırakmamak
|
meydanı (birine veya bir şeye) bırakmak
|
bin bilsen de bir bilene danış
|
bir elmanın yarısı o, yarısı bu
|
bir sıkımlık canı olmak
|
(bir şeyin) kanını emmek
|
(bir şeyin) yanından bile geçmemiş
|
(bir şeyin) zamanı geçmek
|
(biri ötekinin yanında) zemzemle yıkanmış olmak
|
(birine) fikir danışmak
|