bir dediği bir dediğini tutmamak
|
bir dediği iki olmamak
|
bir dikili ağacı olmamak
|
(bir iş) felce uğramak
|
(bir iş) gavur orucu gibi uzamak
|
(bir iş) sekteye uğramak
|
(bir işten) el yıkamak
|
bir kazanda kaynamak
|
(bir şey, birinin) ağzının kaşığı (kalıbı, lokması) olmamak
|
(bir şey birinin) gözünde olmamak
|